Tıp biliminde sıklıkla rastlanılan nodül kelimesi, genellike tiroid bezinin içerisinde gelişen nohut büyüklüğündeki oluşumlar olarak açıklanabilir. Anormal şekilde büyüyen dokuların nohut, ceviz veya portakal büyüklüğüne kadar erişmesi durumunda gerek hekim gerekse hasta tarafından tespit edilir. Nodüllerin belirlenmesinde hekimler ilk önce en kanser tehdidinin varlığını veya yokluğunu araştırmak isterler. Diğer önemli husus ise nodülün hormon salgılayıp salgılamaması olarak bilinir.
Her Nodül Ameliyat Gerektirir mi?
Hastanın tiroid bezine yerleşen nodüllerle birlikte zaman zaman tirod bezinde de büyüme gözlenir. O nedenle bu tür hastalıklara genellikle "nodüler guatr" ismi verilir. İlk olarak hasta bu tür tanıların konulmasının ardından endişeye kapılabilir. Ancak her nodüler guatr cerrahi operasyon gerektirmez. Çünkü ameliyattan 1-2 yıl sonra hastada yeniden nodül oluşumu görülebilir. Ameliyat gerektiren nodüllerin daha çok kanser şüphesi taşıması gerekir. Biyopsi işlemi sonucu nodülün küçük çaplı olduğu belirlenmişse ve kanser tehlikesi yoksa ameliyat gerekmez. Ancak kanserli hücreleri barındırıyorsa mutlaka cerrahi bir müdahaleye ihtiyaç duyulur.
Kanser Şüphesi Taşıyan Nodüller Hangileridir?
Yukarıda da bahsedildiği gibi her nodülde kanserli hücre bulunmaz. Biyopsi ile gözlem altına alınan nodülün oluşumu, büyüklüğü, sertliği ve yumuşaklığı kanser tümörünün varlığı veya yokluğu konusunda fikir verir. Nodüllerin aynı büyüklüğünde sabit kalması, düz ve hareketli olması ve gebelikte meydana gelmesi genellikle iyi huylu olduklarını gösterir. Nefes darlığına ve ses kısıklığına neden olmaları, çaplarının 4 cm'i geçmesi, lenf bezlerinde şişlik oluşturmaları, ilaca rağmen hızla büyüleri ise kanserli nodül kuşkusu yaratabilir.