Beyin Tümörü Nedir?


PRİMER BEYİN TÜMÖRÜ

Primer beyin tümörü, beyindeki hücre ve yapılardan köken alan tümörlerdir. Beyinin her bir alanının farklı fonksiyonunun bulunması nedeniyle, tümörün olduğu yere, tipine ve büyüklüğüne bağlı olarak farklılık gösterir. Beyin, kapalı bir kutu içinde yer alan bir organdır. Bu nedenle kafatası (kranial) içinde gelişen patolojiler, kafa içi (İntrakranial) basınç artma sendromuna yol açarlar (KİBAS). Kafatasının içinde Beyin (1400 gr). Beyin omurilik sıvısı (BOS) (150 ml). ve Kan (75 ml) bulunur. Kafa içi basıncı, beyin, BOS ve kanın toplam hacminin meydana getirdiği basınç olup, bu üç elemanın beyindeki total hacmi sabittir. Bunlardan birinin artması veya azalması durumun da kafa içi basınç dengesinin sağlanması için, diğer elemanlarda değişiklik meydana gelir. Beyin tümörü oluşursa bu denge bozulur ve kafa içi basınç artmasına bağlı olarak sendromlar gelişir. Tümör lokalizasyonuna göre etkilenen beyin alanının fonksiyonlarına bağlı olarak, güç kaybı, konuşma ve görme kaybı, dengesizlik, işitme kaybı, kulak çınlaması, duyu bozuklukları gibi bulgular ortaya çıkar.

İntrakranial (Kafa içi) bölgede;

Beyin zarlarına ait tümörler,

Beyin dokusundan gelişen tümörler,

Sinir kılıflarından gelişen tümörler,

Hipofiz bezi kaynaklı tümörlerin yanı sıra

Metastatik tümörlerde yerleşim gösterirler.

Primer beyin tümörü lokalizasyonuna özgü olarak tümör yerine bağlı gelişen Semptomlar

Frontal lob Hemiparazi (vücudun bir yarısındaki kaslarda kuvvetsizlik anlamına gelen istemli hareketlerin tümüyle kaybolması durumu), hemipleji (inme), gibi motor fonksiyon bozuklukları, kişilik, davranış ve ruhsal değişiklikler, akıcı konuşma bozuklukları.

Temporal lob Hemiparazi, görme bozuklukları, hafıza bozuklukları, konuşma bozuklukları, psikomotor nöbetler.

Parietal lob Duyusal bozukluklar, ilgisizlik, sağ-sol ayrım bozuklukları.

Oksipital lob Görme bozuklukları, Beyin omurilik sıvısı (BOS) dolaşımında tıkanıklık, koordinasyon bozukluğu, bulantı.

Beyin sapı Kranial sinir bozuklukları, motor-duyusal bozukluklar, ataksi, koordinasyon bozukluğu, bulantı, kusma, bradikardi, kanbasıncında yükselme, nörojenik hiperventilasyon (gerekenden daha hızlı veya daha derin nefes alma durumu) gibi otonom sinir sistemi bozuklukları.

Kranial sinirler Kranial sinir fonksiyonunda yetersizliklere özgü bozukluklar.

Kranial (İntrakranial) Tümör Sınıflaması

1) Primer beyin tümörleri (2/3)

I. Santral sinir sistemi kökenli tümörler

II. Embriyonal Kalıntılardan Kaynaklanan Tümörler

2) Metastatik beyin tümörleri (1/3)

Beyin yapısı içerisinde lenfatik kanallar olmadığı için nadiren metastaz yapar. Metastazları, sıklıkla serebral kan dolaşımı, Beyin Omirilik Sıvısı, kranial cerrahi ve yapay shuntlar aracılığıyla gerçekleşir ve genellikle spinal korda (omurilik) metastaz yapar. Metastatik beyin tümörleri (Sekonder beyin tümörü); vücudun herhangi bir yerinde başlayıp daha sonra beyine yayılım gösterir. Özellikle akciğer, meme, kolon, pankreas, böbrek ve cilt kanserleri arteriyel dolaşım aracılığıyla yayılarak metastatik beyin tümörüne neden olur.

% 44 Primer Akciğer Ca,

% 10 Primer meme Ca,

% 7 Primer Böbrek (renal hücreli karsinom),

% 6 Primer Gastro İntestinal tümörler,

% 3 Primer Melanoma (cilt kanseri),

% 10 Primer’i (Orijini) tespit edilemeyen metastazlardır.

Beyin tümörlerinin en sık görülen Semptomlar

Primer Beyin tümörü olan hastalar da belirtiler, değişik tipte olabilir. Bunlar, tümörün yerine, büyüklüğüne, hareket merkezine bası yapmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Hastalar, hastalığa özgü pek çok semptomu, kanserin genel semptomları ve tedaviye bağlı (cerrahi, radyoterapi, kemoterapi, ilaçlar) gelişen semptomları ile birlikte yaşar. Primer Beyin tümörlü hastalarda tümörün lokalizasyonu nedeniyle diğer kanser hastalarından farklı olarak nörolojik semptomlar yaygındır ve daha şiddetlidir.

 

Baş ağrısı (özellikle geceleri olan baş ağrısı), Bulantısız kusma, çift görme, bulanık görme, Bayılma, Epileptik nöbet (sara nöbetleri), Güç ve his kaybı, Bradikardi, Solunum bozuklukları. Mental fonksiyon değişiklikleri; Bilinç bozukluğu, Unutkanlık, dalgınlık, Konuşma bozukluğu, Denge ve yürüme bozuklukları Davranış bozuklukları, ilgisizlik gibi bozukluklar gelişir.

Genel olarak beyin tümörleri;

Benign (iyi huylu)

Malign (kötü huylu) olarak sınıflandırılır.

Benign Tümörler Bunlar genellikle kafatası içinde ama beyin dokusu dışında gelişen tümörlerdir; Beyni saran zarlardan kaynaklanan, yavaş büyüyen ve çoğu iyi huylu olan tümörlerdir. Meningiomalar bu grupta önemli bir kısmı oluşturur. Kraniofaringiomalar, hipofiz adenomları, dermoid ve epidermoid tümörler, hemanjioblastom, kolloid kist, subependimal dev hücreli astrositom, nörinomlar bu grubun en sık karşılaşılan lezyonlarıdır. Diğer organlardaki iyi huylu tümörlerin aksine, iyi huylu beyin tümörleri de bazen hayatı tehdit edecek durumlara neden olabilirler. Bazıları nadir de olsa kötü huylu tümöre (malign meningioma) dönüşebilirler. Genellikle çevrelerindeki beyin dokusuna yayılım göstermedikleri için ameliyatla tam çıkarılabilme şansları yüksektir. Ancak az oranda da olsa yeniden (nüks)) ortaya çıkabilirler.

Malign Tümörler

Glial Tümörler: Gliomalar, nöroglialardan köken alan tümörlerdir ve dört evrede gruplandırılmaktadır. Evre I ve II düşük, III ve IV yüksek evreli tümörler olup, beynin en sık görülen tümörleridir. Beyin kanserlerinin çoğu bu guruptadır Hızla büyüyüp çevrelerindeki sağlıklı dokunun içine uzanır, çok nadir de olsa omuriliğe (spinal kord), hatta vücudun diğer organlarına da yayılabilirler.

Ependimoma, Ventriküllerin duvarında bulunan epandimal hücrelerden köken alan, ventrikül içinde büyüyen ve beyin dokusuna yapışan gliomalardır. Düşük evreli, anaplastik olabilen supratentorial bölgeden ziyade daha çok spinal kord ve posterior fossada yer alan tümörlerdir.

Medulloblastom, Çocukluk çağının gliyomlardan sonra en sık görülen primer malign beyin tümörüdür.

Oligodendroglioma; Miyelin yapımından sorumlu olan neoplastik oligodendrositlerden gelişir.

Evrelendirme dört grupta yapılır.

Evre I; Yavaş büyüyen ve doğal yapıdan en uzak özellik gösteren tümörlerdir.

Evre II; Yavaş büyüyen, komşu dokuya bitişik olan, istila etme yeteneğine sahip ve daha yüksek malignite dereceleriyle tekrar edebilen tümörlerdir.

Evre III; Aktif olarak anormal hücrelerin çoğaldığı ve sağlam dokuya infiltre (yayılan, sızan) olabilen tümörlerdir.

Evre IV; En malign, çok hızlı şekilde çoğalan ve komşu dokulara hızla infiltre olan tümörlerdir. Bu tümörler hızlı büyüyebilmek için yeni kan damarları oluştururlar ve merkezi alanda nekroz görülmektedir

Evre I ve Evre II "düşük evreli", Evre III (anaplastik astrositom) ve Evre IV (glioblastoma multiforme) ise "yüksek evreli" kabul edilir.

Patolojik evreleme, radyoterapi, kemoterapi alıp almama durumu ve yaş ile ilişkili olup, düşük evreli tümörler yüksek evreli tümörlere dönüşebilir.

B. Metastatik beyin tümörleri: Vücudun başka yerindeki bir tümörün beyne sıçraması yayılması sonucu oluşan tümörlerdir. En fazla akciğer, meme, kalın bağırsak, mide, cilt ya da prostat’tan kaynaklanırlar. Ancak bazen köken aldığı organ saptanamayabilir. Onkoloji kliniklerinde tanı konup, tedavi amacıyla yatırılmış hastaların %20-40'ında beyin metastazları görülmektedir. Bu oran tüm beyin tümörlerinin %10'unu oluşturur.

Tanı Yöntemleri

Klinik değerlendirme, Nörolojik muayene yapılır. Bilgisayarlı beyin tomografisi (PET/BT) ya da,Manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tetkikleri ile tanı konur.

Tümör sınırlarının ve özelliklerinin daha iyi tanımlanması amacıyla bu tetkikler kontrast madde verilerek te tekrarlanabilir. (3 boyutlu inceleme), Anjiografi, Dijital Anjiyografi (DSA) yapılabilir. Kesin tanı, açık cerrahi ile veya stereotaksik olarak alınan biyopsi veya dokunun patolojik incelemesi sonrası konur.

Beyin tümörlerinin görüntülenmesinde klasik bulgular;

Malign lezyon: MRG de nekroz (doku ölümü) görülür, irregüler (düzensiz) olup kalın duvarı vardır ve kontrast madde tutar.

Benign leyon : MRG da keskin sınırlı, ince duvarlıdır, kontrast madde tutmaz. Kalsifikasyon varsa BT’ de daha iyi görüntülenir.

Beyin tümörlerinde tedavi seçenekleri;

Cerrahi girişim, Biyopsi (açık veya stereotaksik), Işın tedavisi (radyoterapi),

İlaç tedavisi (kemoterapi ve Radyocerrahidir (Gamma-knife, Cyber knife). Tedaviye yanıt, Tümörün köken aldığı odak, Yayıldığı organ sayısı, Metastatik lezyon sayısı, Hastanın yaşı, gibi faktörlerle ilişkilidir.

Tedavi Yöntemleri

Hastanın durumuna, tümörün tipine, yerine ve ulaşılabilirliğine bağlı olarak temel tedavi yöntemleri tek başına ya da kombine olarak kullanılabilir. Günümüzde beyin tümörlerinin tedavisinde, genellikle cerrahi olarak tümörün çıkarılması, beyin tümörlerinin neredeyse tamamı için ilk seçenek olarak düşünülmektedir. Az bir kısmında ise komplikasyon oranının yüksek olması nedeniyle kısmi tümör çıkarımı ya da radyoterapi ve takip önerilmektedir. Tümörün patolojik tanısına göre, beyin sapı yerleşimli yüksek evreli glial tümörlerde, tümör çıkarımı yerine radyo-cerrahi (gamma knife) ya da kemoterapi uygulanabilir. Özetle, malignite derecesi ve yerleşim yeri, hastanın yaşı, genel durumu ve ek sistemik problemlerin varlığı, cerrahiye karar vermeyi ve cerrahi olarak tümör çıkarımının sınırlarını belirler. Nedene yönelik olarak cerrahi, radyoterapi (ışın tedavisi), radyo-cerrahi ve kemoterapi (ilaç tedavisi) yöntemleri ayrı ayrı yada birleşik olarak kullanılmaktadır. Cerrahi sonrası tümörün cinsi, yerleşim bölgesi, hastanın yaşı ve genel durumu ile ilgili komplikasyonlar oluşur. Bu komplikasyon’ların çoğunluğu ameliyat sonrası tıbbi bakım ile düzelebileceği gibi bazıları (örneğin nörolojik durumun kötüleşmesi) kalıcı olabilir. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta; beyinde bir tümör varlığında bu tümörün yaratacağı sistemik problemler hayatı tehdit etmektedir.

Takip ve Öneriler

Primer Beyin Tümörü, kişinin yaşamını tehdit eden ve yaşam kalitesini son derece düşüren önemli ve dikkatle izlenmesi gereken bir hastalıktır. Tümör, benign (iyi huylu) ve tamamı çıkarılmışsa genellikle ilk ayın sonunda ve altı aylık kontrollerden sonra yılda bir kez kontrol yapılır. Malign (kötü huylu) tümörlerde ise beyin cerrahı, tıbbi onkolog (kanser ilaçları ile tedavi konusunda uzman), radyasyon onkoloğu (kanserin ışın tedavisi konusunda uzman), fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümlerinin de takipleri göz önünde tutularak kontrol zamanlarının belirlenmesi uygun olur. Kontrolde istenecek tetkiklerin taburcu olunduğu sırada yazılması, gelmeden önce yaptırmasının istenmesi, Hastanın randevularının denkleştirmesini kolaylaştırır. Hastanın takip döneminde herhangi bir sorunu (baş ağrısı, nöbet, bilinç bozukluğu, kol ve bacakta güçsüzlük vb) olması durumunda, tedavi olduğu kliniğe, acil servis ya da Tedavisini yapan hekime başvurması gerekir.


 

Bazı Tanımlar

Benign: Kanser özelliği olmayan, tipik olarak yavaş büyüyen, sağlam dokudan kolay ayırt edilen tümör.

Malign: Kötü huylu, kanser özelliği olan, kontrolsüz çoğalan, hızlı büyüyen, etrafındaki sağlam doku içine giren ve tamamen çıkarılma imkanı olmayan tümör.

Biyopsi: Patolojik incelemede tümör tipini belirlemek amacıyla tümör dokusundan alınan küçük parça. Beyin tümörlerinde rezeksiyon, nörolojik bozukluklara neden olabilecek kritik bölgelerde olduğu zaman kesin tanıyı belirlemek amacıyla lokal ya da genel anestezi altında biyopsi yapılır. Hasta için tedavi planını belirlemede rehber olan biyopsi stereotaksik biyopsi, cerrahi ve kraniotomi tekniğiyle alınmaktadır

stereotaksik biyopsi; beyinde bulunan kitlelerin, tümörlerin ve lezyonların yapısını anlamak amacıyla, görüntüleme yöntemleri yardımıyla uygulama alanı tam olarak belirlenerek yapılan cerrahi işlem.

Stereotaksik cerrahi; stereotaksik biyopsiye benzer, tümör örneklerini almak yerine tümörün çıkarılmasını hedefler.

Kraniotomi; kafatasının cerrahi işlemle açılmasıdır. Kafatasında bir parça kemiğin çıkarılıp ameliyat sonunda tekrar yerine konma işlemi. Dura ve kemik flep açılarak kitleyi çıkarmak, hasarlı bölgeyi onarmak, hematomu drene etmek ve kafa içi basıncı azaltmak için yapılır.

Burr hole: Kafatasına açılan delik, kemiği kaldırmak için, kanama, abse gibi patolojileri boşaltmak ya da biyopsi amacıyla yapılmaktadır.

Grade=Evre: Tümörlerin derecelendirmesinde ve bazı özelliklerinin belirlenmesinde kullanılan bir tanımlamadır. Örneğin ‘grade-I’, yavaş büyürken, ‘grade-IV’ tümör ise en hızlı büyümeyi göstermektedir.

Kemoterapi: Kanser üzerinde etkili olduğu belirlenen ilaçların hastanın tedavisinde kullanımı. Ağızdan ya da damar yolu ile verilirler.

Survey (Sağ kalım): Hayatta kalma süresi.

Radyoterapi (Işın tedavisi): Radyasyon ışınları ile tümörün tedavi edilmesi.

Gamma knife Beyin tümörlerinde, herhangi bir kesiye gerek kalmadan ameliyat yapabilmeye olanak sağlayan güncel bir tedavi yöntemidir. İşlem esnasında hareketin engellenmesi için stereotaksik çerçeve hastanın başına sabitlenir. Bu, tedavinin doğru olarak yapılabilmesi ve radyasyonun tam olarak gereken yere verilebilmesi için hayati önem taşır. Koordinatları belirlenmiş hastalıklı beyin dokusunun, gamma ışınları ile yok edilmesini sağlar.

CyberKnife, Tüm vücutta kanser tedavisi yapmak için tasarlanmış robotik radyo-cerrahi sistemidir. CyberKnife tedavisi açık cerrahi işlem değildir. Tedavi herhangi bir kesi veya anestezi işlemi gerektirmeden yüksek doz radyasyon ışınları ile ağrısız bir uygulamadır.

Stereotaksik radyo-cerrahi, Beyin dokusuna veya sinir hücrelerine müdahale etmek için enerjiden yararlanan tıbbi uygulamalar bütünüdür. Beynin veya kafanın diğer bölümlerindeki küçük iyi sınırlanmış bir alana, yüksek doz fokuslanmış radyoterapiyi ifade eder. Bu genellikle bir veya birkaç tedavi seansında verilir. Adında cerrahi içermesine karşın bu yöntem herhangi bir cerrahi işlem içermez ve beynin ve başın bazı tümör ve kanserlerinde kullanılan non-invaziv bir yöntemdir.

İnvaziv (invasive), Cerrahi işlem gerektiren uygulamalar için kullanılır.

Non-invazif (non-invasive) Cerrahi işlem gerektirmeyen durumlar için kullanılır.


21-04-2022
Destek Tedavi Danışma Hattı