Sayın Adnan AKAR
Öncelikle sonsuz sevgi ve saygılarımı iletirim..
Evliliğimin ilk iki yılı o kadar güzel ve mutluluk doluydu ki! Ta ki hayatıma yeni bir anlam veren kızım Begüm’üm dünyaya gelişi ile etrafımızı kara bir bulut gibi saran çağımızın hastalığı lanet hücre tümör… Hanımın gebeliğinden doğumuna kadar her zaman kadın doğum doktorları ile bi aksilik olmasın diyerek takip ediyorduk bebeğimizi. Begüm henüz 8 aylıkken iki gözünde sağa ve sola kaymalar başlamıştı. Bu seferde çocuk doktorları ile görüşmeler muayeneler sürecinde kimi doktor normal çocuklarda görülebilir zamanla geçer dese de, biz anne ve baba olarak hiçbir şey yapılmadan böyle şeylerin söylenmesine rağmen içimden bir ses bir şeylerin yolunda gitmediğini söyler gibiydi. O doktor senin bu doktor benim diyerek Ankara’da gidebildiğim her hastaneye gittim.
Sonuç olarak en son nokta tabî ki bir beyin cerrahının MR çektirin bi bakalım demesi ile mücadelemiz başladı. MR sonucunda kızımda Optik Gliom (Gözlerin Sinir Liflerinden Kök Alarak Büyüyen Tümör) belirlendi. İşte o günden bu güne değin yaşadıklarımı sayfalar dolusu yazsam inanın bir kitap olur. En çok etkilendiğim bir anımı örnek vereyim: Ankara’da bi hastane doktorlarınca, adı lazım değil..Bana (8) aylık bebeğimin göz sinirlerini almaları gerektiğini (sonucu iki gözde de körlük) ve bunu bir hafta içerisinde gerçekleştirmeleri gerektiğini yoksa 3 yaşını göremeyeceği söylendi. Bu benim için son nokta idi..Hayatta her zaman, belki de millet olarak hep en son noktayı bekleriz ya! İşte, bu bazen iyi bazen de kötü sonuçları doğurur. Ben ameliyattan ziyade mutlaka bir mücadelenin verilmesi ve bir çaresi olduğu yönünde umudumu hiç yitirmedim, yitirmedik.
Zaman içerisinde tümör ile ilgili olarak, Hacette Üniversitesi Hastanesi’nde çok sevdiğim saydığım saygıdeğer hocamızın takibinde bu günlere değin geldik. Şu an kızım 3,5 yaşında ve çok şükür ki iyi durumda yürüyor, yiyor, içiyor, konuşuyor, gülüyor vb..
Bu çeşit tümörlerin çok yavaş büyüdüğünü, çocuğun yaşının ne kadar büyürse o kadar iyi olacağı ve zamanı geldiğinde de ışın tedavisi göreceği konusunda bilgilendirildik. Çünkü küçük yaştaki çocuklara (beyin bölgesine) uygulanan ışın tedavi yönteminin çocukta bırakacağı hasarlar çok daha fazla olacağı aşikârdır.
Önceleri, sürekli olarak internette araştırmalar yapıyordum ve aktarcılara karışımlar yaptırıp kullanıyordum. Çocuk bu karışımları kah yiyor kah yemiyordu. Ama ne olursa olsun vazgeçmedim. En son internette sayfanızı inceledim. Hiç kimse tavsiye etmedi ya da, herhangi bir reklamınızdan sebep sitenizi incelemedim tamamen tesadüf. Sitenize teşekkür mektubu yazanları bir bir aradım. Hiç biri sizi ne tanıyor ne akrabanız ne de sizi gören kişiler değillerdi. Çünkü, burası Türkiye. Ne demek istediğimi herkes anlayacaktır. Ne kaybederim ki, denemekte fayda var, zararı olsa da artık kaybedecek bir şey yok diyerek sizinle telefon ile irtibata geçtim. Beni bıkmadan sabırla dinlemeniz ve konu ile ilgili açıklamalarınız bana huzur ve rahatlık verdi.
Samimiyetiniz ve yapmış olduğunuz çalışmalar beni etkilemişti. MR raporlarını faxladım ve gönderileriniz 3-4 gün içerisinde elime ulaştı. Düzenli olarak (3) ay süre ile kullanabildik. Çünkü bakıcısı verebiliyorken, bazı nedenlerden dolayı özel bir kreşe vermek durumunda kalınca, elimizden geldiğince zorla da olsa hala elimizden geldiğince içirmekteyiz. Bu süreç içerisinde, kızımın hiçbir rahatsızlığı (öksürme, dirençsizlik, soğuk algınlığı vs..)olmadı, sürekli Dr.larda iken, hiç Dr.a gitmedik inanın.Aksine, sanki o sakin çocuk gitmiş yerine hareketli canlı, neşeli bir çocuk gelmişti. Ayrıca, sitenizde ekibinizde bulunan doktorlardan, Dr.Levent KARAFAKI beyle de, gidip görüştüm. Levent beyle görüş alışverişinde bulunduk ve de, kızıma (18) seans ozon tedavisi uyguladık ve halen, haftada bir seans olarak devam ediyoruz.
Size göndermiş olduğum raporlardan da göreceğiniz üzere, Ankara Gazi Hastanesi Tıp Fakültesinde (23) seans ışın tedavisi gördü. Bu arada, ışın tedavisinden yaklaşık 1-1,5 ay önce sizin göndermiş olduğunuz karışımlara ve damlalara başlamıştık. Çünkü bir şeyler yapmak istiyordum, onu daha kötü ve zor şartlara hazırlamam ve bünyesini kuvvetlendirmen gerekiyordu. Tıbbın her hastalığa kesin bir çözüm getirmediğini biliyordum. Size hep inandım ve içimden hep iyiye gidiyor dedim. Bunu ayrıca görebiliyordum da. Tümörün yapmış olduğu baskı sebebi ile sağ el ve ayağını çok zor kullanan çocuk, elini açmaya zor da olsa kullanmaya başlamış, yerde peşine sürüyerek getirdiği ayağını ise, ayağa kaldırarak aksasa bile yürüyebiliyordu. Işın tedavisi sonrasında ödemler sonucu oluşan şişlikleri, yaklaşık bir ay içerisinde neredeyse tamamen inmiş; yürüyüşü, elini kullanması daha da rahatlamıştı.
Tedavinin sonucunu görebilmek için ışın sonrası (bu normalde daha 3,5- 4 ay gibi bir zaman diliminde istenilmesine rağmen, tümörün büyüklüğü cerrahi bir müdahale gerektirebileceği endişesi ile 2 ay sonrasına istenilmişti). Bende hastaneden randevu alamadığım için, özel bir hastanede kızıma 06 Nisan 2010 tarihinde MR çektirebildim.
Aldığımız sonuç, ışın tedavisi sonrası görülen küçülmelerin aksine, daha da fazla olduğu (küçüldüğü) ve tümörün kendini sınırladığı idi. Dr MR ları ilk gördüğünde sonuçların çok çok iyi olduğunu söyledi. O anda da MR lara bi an şöyle bi baka kaldı. Bende nedense bir şey demek istemedim. Bu olay sonrası duyduğum heyecan ilk doğduğu günkü gibiydi. Kızım hala Hacettepe Onkoloji Hastanesince ve özel Dr.u tarafından takip edilmektedir. Durumu hakkında doktorları gayet iyi olduğunu ve alınan sonuçların ise gayet olumlu olduğu yönünde idi.
Siz ve sizin gibi dürüstçe, anlının akı ile helal kazanç sağlayıp, Türkiye’de de bitki ve bitki özleri ile hastalıkların tedavi edilebilirliğini topluma kazandıranların önünde, saygıyla önünü iliklemek bana gurur ve onur verir.
Şunu özellikle belirtmek isterim ki: Türkiye’de kim olursa olsun, gerek bilgi almak adına ve gerekse ızdırap dolu günleri yaşayamaya mahkum olduğunu düşünenler, bu teşekkür mektubu mahiyetindeki yazımı okur ve aramak isterlerse çekinmeden arayabilirler.
Allah’tan bütün hastalara acil şifalar dilerim.
Çalışmalarınızda sonsuz başarılar, ömür boyu sağlık ve esenlikler dilerim.
