K.Hindiba (Cichorium-Endiva)

karahindiba

Polifenoller açısından önemli bir kaynak olan hindibanın sahip olduğu doğal bileşikler, sakkaritler, organik asitler, alkoloidler, triterpenler, seskiterpenler, kumarinler, flavonlardır. Fenolik asitler, şiringik asit ve trans-ferulik asit olup ana flavanol bileşik kateşindir. Ayrıca sesquiterpene, lactone (lactucine ve lactupicrin, 8-deoxylactucin), chicorin (bir çeşit coumarin) ve chicoric acid (caffeic asit türevi) ihtiva eder.

Trans-Ferulik asit Siringik asit Catechine lactucine Chicoric acid Chlorogenic acid Caffeic Acid

Kurşun (Pb), Çinko (Zn), Bakır (Cu) ve Kadmiyum (Cd) gibi birçok ağır metaller, K, Ca, Na, Mg, fosfor mineralleri yanında A, B kompleks ve C vitaminleri içeren hindiba bitkisi; antibakteriyel, antiinflamatuar, antimutajenik, antikanserojen, hiperglisemik ve antiülserojenik etkiye sahip, sindirim problemlerine ve mide yanması rahatsızlıklarında, artirite, karaciğer ile safra kesesi rahatsızlıkları üzerinde tedavi edici ve bağışıklık sistemini destekleyici özelliklere sahiptir. Yapılan bir çalışmada, hindibadan ekstrakte edilen kikorik asidin 2,3 dikaffeoil tartarik asit esterinin potansiyel bir antidiyabetik olduğu bildirilmiş olup, hem kikorik asidin hem de klorojenik asidin insülin konsantrasyonunu stimüle edici etkisinin olduğu, kikorik asidin de insülin salgılama özelliği nedeni ile potansiyel antidiyabetik ajan olduğu ifade edilmektedir. Kaynatılan hindiba yaprak ve kökleri antienflamatuar özellik gösterirken, aynı zamanda zengin inülin içeriği nedeniyle bifidojenik (prebiyotik) etki göstermektedir.

Hindiba bitkisinin içeriğindeki klorojenik asidin DNA hasarlarına neden olan prosesleri ve mutajenik ve karsinojenik nitroso bileşiklerinin sentezlenmesini inhibe ettiğini ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra, kafeik asit ve türevlerinin, neoplastik hücrelere karşı invitro koşullarda çoğalmayı engelleyici aktivitesi bulunmaktadır. Diyetle alınan klorojenik ve kafeik asitler, toplam kolesterol ve LDL kolesterolün oksidasyonunu azaltarak kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaktadır. Yapılan diğer çalışmalarda, klorojenik asidin toplam kolesterol seviyelerini; serum ve karaciğer lipitlerinin birikimini azalttığı, insülin duyarlılığını arttırarak minerallerin dağılımını iyileştirdiği, hiperlipidemik ve insüline dirençli farelerde glikoz toleransını arttırdığı tespit edilmiştir. Yapılan bir başka çalışmada, hindiba yapraklarının sulu ekstraktının fenolik bileşen içeriği, serbest radikal süpürücü özelliği ve DNA hasarları ile protein oksidasyonuna karşı koruyucu etkisi ile dikkat çekmektedir ve hindiba yaprakları besinsel veya farmasötik amaçlı doğal antioksidanların bir kaynağı olarak değerlendirilmektedir.

Karaciğer ve sindirim sistemi üzerindeki etkisinden dolayı karaciğer bozuklukları, sarılık tedavisi, karaciğer büyümesi, gut, safra taşı rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar, idrar yolları iltihaplanmaları ve tip-2- diyabet tedavisinde destekleyici olarak kullanılmaktadır.

Bağırsak peristaltiğini stimüle ederek, kalsiyum, magnezyum ve demir gibi minerallerin ve özellikle B grubu vitaminlerin emilimini arttırmakta, amonyak gibi toksik metabolitlerin ve dışkıdaki β-glukoronidaz gibi zararlı enzimlerin miktarını azaltarak kolon kanseri ve hiperkolesterolemi riskini düşürmeye yardımcı olmaktadır.

Hindiba köklerindeki polifenolik asitlerin antiviral, antikarsinojenik, anti-bakteriyel, antiinflamatuar, antifungal, antimutajenik, antioksidan, bağışıklık sistemini stimüle edici, kandaki kolesterol seviyesini azaltıcı özelliği ve HIV virüsüne karşı koruyucu etkileri de bulunmaktadır.

Literatürde, hindiba bitkisinin tüm kısımlarının, alkaloid, inülin, seskiterpen lakton, kumarin, vitamin, klorofil pigmentleri, doymamış steroller, flavanoid, saponin ve tannin gibi önemli bileşenlerin varlığı nedeniyle büyük tıbbi öneme sahip olduğu belirtilmektedir.

Hindibadan izole edilen laktosin ve laktokosiprin gibi seskiterpenlerin, antibakteriyel ve antimalaryal aktiviteleri bulunmakla birlikte, antifungal ve böcek öldürücü etkilerinin de olduğu ifade edilmektedir.

Hindiba bitkisinin etanol ekstraktının karaciğerdeki glukoz-6-fosfataz aktivitesini azaltarak, streptozotosin yüklenmiş diyabetik farelerde anti-diyabetik ve hipolipidemik, antibakteriyel, antialerjik aktivite gösterdiği yapılan çalışmalarda bildirilmektedir.

Geleneksel Hint tıbbında Hindiba 17.yy.’dan bu yana, karaciğer ve sindirim sistemi üzerindeki etkisinden dolayı karaciğer bozuklukları, sarılık tedavisi, karaciğer büyümesi, gut, safra taşı rahatsızlıkları, romatizmal hastalıklar, idrar yolları iltihaplanmaları ve tip-2- diyabet tedavisinde destekleyici olarak kullanılmaktadır.

Hindiba antik Roma ve Yunanistan’da tıbbi bitki ve sebze olarak yetiştirilmiş, fitokimyasal içeriği ile fenolik asit, flavonoid, akumarin, sinnamik ve kinik asit türevleri ile antosiyaninler gibi nutrasötik içeriği ile dikkat çekmiştir.

Günümüzde, bağışıklık sistemini desteklemek yanında karaciğerin çalışma kapasitesini artırması, kan ve karaciğerdeki yağ, kolesteol değerlerini ve karaciğer enzim seviyelerini regüle etmesi nedenleriyle karaciğeri koruyucu olarak tercih edilmektedir.

Destek Tedavi Danışma Hattı