Polifenolik bileşen açısından zengin olan enginar, biyolojik aktif bileşikler olarak, kafeik ve kinik asit türevleri, flavonoidler (apigenin, luteolin), Antosiyanin pigmentler (cyanidin, peonidin, delfidin), laktonlar, inülin, tanen ve yağ asitleri (palmitik, linoleik, stearik, oleik, alfa-linolenik, araşidik asitleri) yanında demir, sodyum, fosfor, kalsiyum, çinko, magnezyum, potasyum gibi mineralleri ve riboflavin, niasin, tiamin, A, B1, B2, C ve B6 vitaminlerini içermektedir.
Yapılan literatür araştırmaları sonucunda, enginar bitkisinde bulunan önemli polifenollerden olan Cynarin ve İnülin’in oksidatif strese karşı koruyucu etkisinin olduğu gösterilmiştir. Cynarin, kimyasal olarak kinik asit ve iki birim kafeik asitten oluşan bir esterdir.
Yapılan çalışmalarda cynarin’in antioksidan savunma sistemi üzerinde potansiyel olumlu etki gösterdiği ve karaciğer koruyucu etkisinin yanı sıra kolestrol biyosentezini inhibe ederek, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) oksidasyonunu önlediği ve hücreleri koruduğu tesbit edilmiştir.
Enginar gibi birçok sebzede bulunan inülin, bir fruktoz oligomeridir. Literatürde, ince bağırsakta sindirimi ve emilimi gerçekleşmezken, kolonda yararlı bakteriler tarafından emiliminin söz konusu olduğu, kalın bağırsakta probiyotiklere benzer etki gösterirken bifido bakterilerin büyümesinde uyarıcı etkileri olduğu, patojenik bakterilerin (E. Coli, Salmonella gibi) büyümesini inhibe ettiği belirtilmektedir. İnülin’in kolon kanserinde kolorektal hücre proliferasyonun azalmasına, nekrozisin uyarılmasını, genotoksinlerin etkilerinin ve interlökin-2 (IL-2) salınımının azalmasını sağladığı tesbit edilmiştir. Ayrıca inülin’in, başta kalsiyum olmak üzere birçok mineralin emilimini etkilediği, kemik mineral yoğunluğunu arttırarak, osteoporoz riskini azaltığı, aynı zamanda bağışıklık sitemini uyardığı, karaciğer de yağ yapımını azalttığı, hiperinsülinemeyi önleyerek karsiyovasküler hastalık riskini düşürdüğü ve kötü huylu tümörlerin gelişmesini engelleyerek veya azaltarak, kalın bağırsak kanseri riskini düşürdüğü ile ilgili çalışmalar da bulunmaktadır.
Geleneksel olarak, koleretik, diüretik, karaciğer koruyucu, dispeptik, antioksidatif, kolestrol düşürücü, antikarsinojenik ve yağ azaltıcı ajan olarak bitkisel destek amacıyla kullanılmaktadır.
Enginarın terapötik özelliklerinin yapısında bulunan fenolik bileşenlerden kaynaklandığı ve her fenolik bileşenin gösterdiği biyolojik aktivitenin farklı olduğu tespit edilmiştir. Fenolik bileşikler kendi aralarında etkileşime girerek sinerjik etki gösterdiklerinden tek bir fenolik bileşenin varlığı biyolojik etki için yeterli olmamaktadır.
Günümüzde ilaç endüstrisinde, polifenol bakımından zengin enginar bitkisi, antioksidan ve karaciğer koruyucu özelliği nedeniyle, Akdeniz diyetinde önemli bir yere sahip olup ilaç olarak kullanılan destek preparatları bulunmaktadır.